Yazar: Şermin Yaşar & İlber Ortaylı
Yayınevi: KRONİK KİTAP
ISBN: 9786259506586
Sayfa Sayısı: 152
Boyutlar: 13.5 x 21 cm
Dil: TÜRKÇE
Yayın Tarihi: 27.01.2025
Kınalı Serçe
Şermin Yaşar & İlber Ortaylı
Kitap Özeti
Onaylanmış İçerikŞermin Yaşar & İlber Ortaylı - Kınalı Serçe
Kitabın başlangıcı, bir masal gibi düşer: “Diyarın birinde göğsü kınalı bir serçe varmış…” diyor metin. Saray kapılarının ardında, 1840’lı yılların İstanbul’unda, genç bir şamaroğlanı (yani “şehzade yanında öteki çocuk”) gündelik yaşamın gölgesinde büyüyor. Saray lalaları, şehzadeler, değişen zamanlar…
Eser, bu çocuk gözünden sarayın işleyişini, kültürel dönüşümlerini, işgal yıllarını ve toplumun yeniden şekillenmesini anlatıyor.
Öte yandan, “kınalı serçe” adlı efsanevi figür de bu anlatının içinde dönüyor — kimi zaman bir sır, kimi zaman bir özgürlük sembolü. “Nereye uçar, nereye konar?” diye soruluyor ona.
Kitapta metin, çocuk edebiyatı formunda olsa da, gençlik ve tarihsel bilinç için zenginlik sunuyor. Saraydaki yaşam, adeta bir tiyatro sahnesi gibi; ama sahneden inmeyen duygular, sessiz çatışmalar da sıradan bir oyun değil.
Ortaylı’nın tarihçil gözü ve Yaşar’ın öykü kuruculuğu bir araya gelince, ortaya sade ama düşündüren bir metin çıkıyor. Tarih burada yalnızca “olmuş -bitmiş” bir set değil; yaşayan bir atmosfer. Sarayın soğuk mermerlerinde yankılanan adımlar, sokaklarda yürüyen insanların umutları, her biri içten hissettiriliyor.
Kitap bize söylüyor ki; bir serçe gibi kınalı göğsünü kaldırmak belki özgürlük değil ama “hâlini fark etmek”tir. İçinde bulunduğu ortamla yüzleşmek, belki de bir serçenin gökyüzüne baktığı an kadar cesur bir duruştur.
Kadınların, çocukların, “öteki” olarak nitelendirilenlerin sesiyle saray duvarları çatlayabilir — ve işte bu kitap o çatlağı göstermeye cesaret ediyor.
Yaşar’ın dili yumuşak ama keskin; okuyucuya bir dost gibi yaklaşıyor. Ortaylı ise bilgiyi not olarak değil, atmosfer olarak verse de, metni yalnızca spekülatif bir anımsamaya bırakmıyor. Bu birliktelik, tarihin sadece satır aralarında kalmamasını sağlıyor.
Kitabı kapattığında, bir serçe hâlâ orada yukarıda süzülüyor olabilir. Belki göğsü kınalı değil ama sesi hâlâ kulaklarında çınlıyor. Ve sen, o sesin içinde yalnız bir tarih anı değil, kendi içinde saklı bir “uçuş” çağrısını da duymuş olabilirsin.
Senin için ufak bir çağrıdır bu: Bir kahve fincanının yanında ya da gece lambasının ışığında, bu kitabı al ve o serçeyi izle… Uçuşunu, duruşunu, bir kırılganlıkla da olsa dirilişini.
Okuma isteğiyle…
Kapak Yazısı
Diyarın birinde göğsü kınalı bir serçe varmış. Ne zaman gök gürlese yere yatar ve ayaklarını gökyüzüne doğru kaldırırmış. Bir değil, iki değil, üç değil… Bir gün göğsü kınalı serçeye sormuşlar, “Neden böyle yaparsın?” diye; 1840’lı yılların Topkapı Sarayı’nda on yaşından gün almış, dokuzunda bir şamaroğlanı vardı. Lala, şehzade yerine ona kızardı, şehzade yerine onu uyarırdı, hata yaptığında şehzade yerine onu azarlardı. Herkes bir kınalı serçeden bahsederdi ona… Saraydakiler arasında gizli bir dil, sadece bilenlerin bildiği bir şifre gibiydi “Kınalı Serçe.” Kimdi, neredeydi, nereye uçar, nereye konar, nerede yaşardı? Tam yüz beş yaşına kadar onun hikâyesini aradı bizim şamaroğlanı sarayda… Eh hadi iyi haber verelim, buldu sonunda. Çocuk edebiyatımızın üretken ve sevilen yazarlarından Şermin Yaşar, bu kez bizi Topkapı Sarayı’nda bir gezintiye çıkarıyor. Saray adetlerini, işgal yıllarını, değişen toplumu ve yeniden yeşeren ümidi bu kez bir şamaroğlanının gözünden anlatıyor. Kahkaha ve hüznü bir araya getiren bu tarihi yolculuk, Türk tarihçiliğinin büyük ismi İlber Ortaylı’nın verdiği bilgilerle zenginleşiyor.
(Tanıtım Bülteninden)Kitaptan Alıntılar
"Yalnızdım, yaşlıydım, yorgundum, kimsesizdim."
"Yaşayan insanlarla tanışmak varken ölmüşleri tanıyıp durmak neden, hiç anlamıyorum."
"Sevenim çok ama kimse sarılmanın ne olduğunu bilmiyor."
"Yıllar, yüzyıllar geçer, elbet her şey değişir, devletin adı bile değişir ama Türk'ün adı değişmez."
"Senden bana hastalık bulaşmaz ki ... senden bana olsa olsa şifa bulaşır."
"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi. Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi."
"Ne sana kimseden kötülük gelsin ne kimseye senden kötülük gitsin."
"İnsanın derdi içindedir, en yakını bile onu anlamayabilir."
"Kendi tarihini iyi bilen, geleceğinden korkmaz."
"İlla çalışacaksın, illa okuyacaksın, illa soru soracaksın, illa yeni bir şey öğreneceksin."
Bu Kitabı Tartışalım!
Bu kitap hakkında henüz tartışma başlatılmamış. İlk tartışmayı başlatan siz olun!
Yorumlar